Perşembe, Eylül 18, 2025
  • Giriş
Kuzeyin Sesi
  • Anasayfa
  • Kıbrıs
  • Türkiye
  • Yaşam
  • Dünya
  • Spor
Sonuç yok
Tüm sonuçları göster
  • Anasayfa
  • Kıbrıs
  • Türkiye
  • Yaşam
  • Dünya
  • Spor
Sonuç yok
Tüm sonuçları göster
Kuzeyin Sesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları göster
Ana sayfa Dünya

Doha saldırısı Amerikan şemsiyesinin çöküşü mü?

Katar, İsrail'in Doha'daki saldırısıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyine mektup gönderdi
Facebook


Gazze’de sivil yerleşimlerin hedef alındığı, hastane ve okulların bombalandığı ve binlerce masum sivilin öldürüldüğü soykırım devam ediyor. Tel Aviv yönetimi, bir yandan Gazze’de sivilleri katlederken, diğer yandan Lübnan’dan Yemen’e, Suriye’den İran’a uzanan coğrafyada doğrudan ya da dolaylı saldırılarını sürdürüyor.


İşgalci İsrail’in saldırıları yalnızca Gazze halkını değil, bütün bölgeyi tehdit eden güvenlik mimarisinin çöküşünü işaret ediyor. Son olarak Katar’ın başkenti Doha’ya uzanan saldırı, bu zincirin yeni halkası oldu.

[İsrail 2 milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze’de büyük bir soykırım işliyor. Fotoğraf: AA]


Doha saldırısı tekil bir olay değil. İsrail’in uzun süredir yürüttüğü saldırı stratejisinin devamı. Ancak bu kez hedef alınan yalnızca Katar değil, aynı zamanda ABD’nin Körfez’de inşa ettiği güvenlik düzeniydi. Katar, Washington’un müttefiki. ABD’nin en büyük bölgesel üslerinden biri Doha yakınlarında.


Bu nedenle saldırı yalnızca İsrail’in meydan okuması değil, Amerikan güvenlik garantilerinin sahadaki karşılığının da sorgulanması anlamına geliyor. ABD yönetimi, saldırı sonrası yaptığı “biz izin vermedik” tarzındaki açıklamalarla sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştı. Fakat bu tavır, müttefik başkentlerde güvenin daha da aşınmasına neden oldu.


Amerikan şemsiyesi: Caydırıcılığın sınırı


Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Furkan Kaya, saldırının ortaya çıkardığı kırılmayı şöyle değerlendiriyor:


“Washington’ın bölgede on yıllardır kurduğu üsler, milyarlarca dolarlık silah anlaşmaları ve stratejik ortaklık vaatleri ilk defa bu ölçekli bir sınamaya tabi tutuldu.”


Kaya’ya göre Körfez başkentleri bu saldırıyla, Amerikan şemsiyesinin sahada İsrail karşısında kırılgan olduğunu gördü.

ABD'nin Körfez'deki en önemli askeri üslerinden El-Udeyd Hava Üssü, Katar'da yer alıyor. Fotoğraf: AA[ABD’nin Körfez’deki en önemli askeri üslerinden El-Udeyd Hava Üssü, Katar’da yer alıyor. Fotoğraf: AA]


Bu tablo, ABD’nin Körfez politikasındaki önceliklerini yeniden tartışmaya açtı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Körfez ülkelerine dönük “biz korumazsak iki hafta bile dayanamazsınız” açıklamaları hala hafızalarda. Trump, ABD’nin üsler ve silah anlaşmaları üzerinden Körfez’e “güvenlik sattığını” açıkça dile getiriyordu. Doha saldırısı ise bu güvenliğin aslında kime hizmet ettiğini net biçimde gösterdi: Amerika için asıl öncelik İsrail’in güvenliği.


Kaya da bu gerçeğin altını çiziyor: “Amerika’nın güvenlik garantileri mutlak değil, kalıcı değil, koşullu… Her an sorgulanabilir ve kırılabilir.”


Alternatif arayışı ve bölgesel hesaplar


Saldırı, Körfez ülkelerinin zaten başlamış olan alternatif güvenlik arayışlarını hızlandırıyor. Çin ile enerji merkezli ilişkilerin güvenlik boyutuna taşınması, Rusya’nın Suriye sonrası artan angajmanı ve İran’la normalleşme adımları bu eğilimin işaretleriydi. Dr. Kaya, “Körfez başkentleri çoklu güvenlik ortaklığı modeline daha güçlü biçimde yönelecek, Çin ve Rusya ile askeri işbirliklerini artırma eğilimi görünürleşecek.” değerlendirmesini yapıyor.


Bu süreç, Arap dünyasında ortak bir güvenlik kuşağı oluşturma ihtiyacını da yeniden gündeme getirdi. İsrail’in Gazze’deki soykırımı ve Doha’ya yönelik saldırısı, Körfez ülkelerinin kendi aralarındaki rekabeti aşarak ortak savunma koordinasyonuna gitmelerini zorunlu kılıyor.


Öte yandan Gazze’deki yıkım, her Körfez başkentinde sokaktaki insanın Amerika’ya ve İsrail’e bakışını sertleştiriyor. Doha saldırısı bu öfkeyi daha da artırdı. Dr. Kaya, “Doha saldırısı Arap kamuoyunda ABD ve İsrail’e yönelik tepkileri artıracak, Körfez liderlerinin iç siyasette manevra alanını daraltacaktır.” diyor.

“Bu saldırı, Arap kamuoyunda Amerika’ya ve İsrail’e yönelik tepkileri artırabilir ve ciddi bir toplumsal infiale sebep olabilir.”

Dr. Furkan Kaya


Bu tablo, liderleri iki çıkış yolunda zorluyor. Ya mevcut ABD merkezli güvenlik mimarisini reformlarla sürdürmek ya da yeni güvenlik ortaklıklarıyla stratejiyi değiştirmek. Her iki durumda da Doha saldırısı, Körfez için bir kırılma noktası olarak tarihe geçti. Kaya şu sözlerle ifade ediyor durumu:


“Bu saldırı bir milat olmalı. Ortak bir güvenlik aklı üretilmezse, benzer saldırıların başka başkentlere yönelmesi ihtimali masada kalır.”

  • UBP MYK, TBMM’nin kararını selamladı, Meclis’e karar önerisi sunma kararı aldı

    UBP MYK, TBMM’nin kararını selamladı, Meclis’e karar önerisi sunma kararı aldı

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Hasan Küçük: “Sıfır asker, sıfır garantinin hayalcilik olduğunu gördük”

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Polis Akademisi KKTC’den 10 öğrenci kabul edecek

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Gazimağusa’da kumsalda cansız bir erkek bedeni bulundu

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Üstel: Bizim adayımız belli, yani kazanan belli

    0 paylaşım
    Paylaş 0 Tweet 0

Kategoriler

  • Dünya
  • Kıbrıs
  • Spor
  • Türkiye
  • Yaşam
Kuzeyin Sesi

Kuzeyin Sesi © 2025

  • Anasayfa

Bizi takip edin !!!

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In
Sonuç yok
Tüm sonuçları göster
  • Anasayfa
  • Kıbrıs
  • Türkiye
  • Yaşam
  • Dünya
  • Spor

Kuzeyin Sesi © 2025